Ağır metal zehirlenmesi; kurşun, kadmiyum, alüminyum, civa, bakır, fluorid ve arsenik tarafından vücudumuzda oluşan olumsuzluklar ve hastalıklar olarak tanımlanıyor. Ağır metaller organizmaya ağız, solunum ve deri yolu ile alınır ve çoğu özel bir destek olmadan vücudun boşaltım yolları ile (böbrek, karaciğer, barsak, akciğer, deri) atılamamaktadır. Bu nedenle ağır metallerin büyük bir bölümü, biyolojik organizmalarda birikirler. Birikim sonucu, canlıların bünyesinde yoğunlaşan bu metaller, etkili dozlara ulaştıklarında, ciddi hastalıklara (tiroid, nörolojik, otizm ve kısırlık gibi) hatta ölüme neden olabilirler.
- Civa: Böbrek, karaciğer ve özellikle beyin fonksiyonları üzerinde etkisini gösterir.
- Kurşun: Sinir sistemine, kemik dokulara zararlıdır.
- Alüminyum: Hafıza bozukluğundan Alzheimer’e kadar çeşitli nörolojik problemlere neden olabilir.
- Bakır: Demir, çinko gibi yararlı elementlerin emilimini azaltabilir.
- Arsenik: Karaciğer, böbrek, solunum yolu sisteminde hasarlara yol açabilir.
- Fluorid: Dişlerde lekeler, kemik güçsüzlüğüne yol açabilir.
- Kadmiyum: Böbrek, sinir sistemi, solunum sistemi ile kemik dokularda hasar oluşturabilir, hipertansiyona neden olabilir.
- Nikel: DNA hasarı, alerjik hassasiyette artış oluşturabilir.
- Çinko: Kalsiyum, bakır, demir emilimini bozabilir.
- Mangan: Parkinson benzeri nörolojik bulgulara sebebiyet verebilir.
- Krom: Sindirim sistemi bozuklukları, karaciğer iltihaplanması, akciğer kanseri, allerjik hassasiyette artış görülebilir.
Kadmiyum, kurşun ve cıva dokulara bağlandıkları, oksidatif stres oluşturdukları, endokrin fonksiyonu etkiledikleri, çinko ve magnezyum gibi temel katyonların işlevlerine müdahale ettikleri için çoklu organ sistemlerinde çeşitli, şiddetli toksisitelere sebep olurlar. Örneğin, erken kurşun maruziyetinin kanda 2 µg/dL’nin altındaki seviyelerde IQ düşüşlerine neden olduğu bulunmuştur. ABD Hastalık Kontrol Merkezi, bir çocuğun çevresel maruziyetlerinin araştırılmasını ve düzeltilmesini önerdiği raporda; kan kurşun seviyelerinin referans değerini 5 µg/dL olarak belirlerken, şelasyonda bu seviyenin dokuz katı yani 45 µg/dL üzerinde olması tavsiye etmiştir. Cıva ve kadmiyum maruziyetleri sıklıkla ağız yoluyladır; Balık, deniz ürünleri ve yabani hayvan etlerinin tüketimi ve sigara dumanı kaynaklı vücuda alınabilir. Kurşun ise eski arıtma suyu borularından kaynaklanabilir.
- İshal
- Mide Bulantısı
- Karın ağrısı
- Kusma
- Nefes Darlığı
- El ve ayaklarda karıncalanma
- Titreme
Vücutta fazla miktarda ağır metal birikimi insan sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bazı yiyecekler ve ilaçlar vücuttan ağır metallerin atılmasına yardımcı olabilir. Bu tür maddelerin bu amaçla kullanılması ağır metal detoksu olarak bilinir. Demir ve çinko gibi bazı metallerin az miktarda olması sağlıklı bir vücut için gereklidir.
Şelasyon, özellikle glutatyon ve diğer küçük moleküller ile kompleks oluşumu ve bunların atılımı yoluyla ağır metallerin doğal detoksifikasyonunun merkezinde yer alır. Bazı gıdaların toksik metallerin emilimini veya yeniden emilimini azalttığı ve doğal detoksifikasyon yollarını desteklediği öne sürülmüştür.
Meyve ve kepekli tahıllar gibi lif bakımından zengin çeşitli gıdalar ağır metallerin giderilmesine yardımcı olabilir. Diyet lifi vücudun detoksifikasyonuna yardımcı olsa da, bir çalışmada, keten tohumu gibi çözünür liflerin sıçanlarda kadmiyum tutulmasını arttırdığını bulunmuştur. Kadmiyuma yüksek oranda maruz kalan kişilerin bu nedenle keten tohumu tüketirken dikkatli olmaları gerekebilir.
Hayvanlarda kalsiyum yoksunluğu kurşun ve kadmiyum emilimini artırırken, magnezyum ve çinko takviyesi kadmiyum emilimini köreltmiştir. Kalsiyum takviyesi, hamilelik ve emzirme döneminde anne kemiklerinden kurşun çekilmesini azaltarak bebeği korur. Yapılan çalışmalarda, çocuklarda demir takviyesi kurşun birikimini köreltmiştir.
Glutatyon: Oral yoldan alınan glutatyon formları, ağır metallerin neden olabileceği oksidatif hasardan hücreleri korumaktadır.
Modifiye Edilmiş Narenciye Pektini: Modifiye edilmiş narenciye pektini ve kahverengi deniz yosunlarından elde edilen maddeler, yapılan beş vaka çalışmasında insanlarda ağır metal toksisitesini kabaca t oranında azaltmıştır.
Kükürt İçeren Yiyecekler: Sarımsak ve brokoli gibi kükürt açısından zengin besinler iyi şelatörler olabilir. Araştırmalar, sarımsağın farelerde kadmiyumdan kaynaklanan böbrek hasarını önlemiş ve kurşundan kaynaklanan oksidatif hasarı azaltmış olabileceğini göstermiştir. Kükürt içeren amino asitlere örnek olarak taurin ve metionin verilebilir.
Chlorella: Çalışmalar, chlorella’nın farelerde civanın detoksifikasyonunu arttırdığını göstermiştir.
Selenyum: Selenyum, cıvanın vücuttan atılmasına yardımcı olmaktadır. Selenyum takviyesi, cıvaya maruz kalan 103 insan arasında yapılan kontrollü bir denemede faydalı bulunmuştur.
Alfa-lipoik Asit: Alfa lipoik asit, diğer antioksidanları (E ve C vitaminleri ve indirgenmiş glutatyonu) yeniden üreten ve metal şelatlama aktivitesine sahip en güçlü antioksidandır.
- Hem yağda hem de suda çözünür
- Bağırsaktan kolayca emilir
- Hücresel kan-beyin membran bariyerlerini geçer
- C ve E vitaminlerinin varlığında toksik elementlerin bir şelatörüdür ve glutatyon sentezini uyarabilir.
Bunlar vücudu detoksifiye etmek için daha az aşırı yöntemler olsa da, takviyeleri veya bir tür gıdayı aşırı miktarda kullanırken dikkatli olmak yine de önemlidir.